İloder ‘de Kompansasyon – Aktivasyon Metodu’nun linguistics alanda nörodevelopmental yaklaşımı nedir?
Ergoterapi’nin Dünya Sağlık Örgütü’nce temel olarak tanımlama kriterleri “sağlığı ve iyilik halini yaşam aktiviteleri içinde kullanarak geliştirmeyi hedefler” (World Federation Occupational Therapy WFOT).
Günlük yaşam evinde
Bu nedenle çalışmalarımızda aktivite limitasyonları söz konusu olan bireylerde yaşam performansını arttırmaya yönelik çalışmalar hedeflenmektedir
Bu anlamda fizyoterapi, sensory integration, advanced sensory integration, metabolik düzenlemeler, kognitif bütünlemeler, psikososyal beceriler ve performansının arttırılmasına yönelik çalışmalar önem kazanmaktadır.
Performans komponentleri doğrultusunda performans alanları – ilgi alanları ve bireysel özellikler de, kronolojik ve gelişimsel yaş, yaşa bağlı performansı etkileyen özellikler, genel sağlık durumu – göz önünde bulundurularak protokol oluşturulacaktır.
Çocuğun ve ailenin sosyokültürel durumu, zamansal adaptasyonları, aktivite performansları ayrı ayrı analiz edilmektedir.
[ergoterapi otizm]
Konsültan kurumlarda
Pediatrik Ergoterapi’de oyuncaklar, hayvanlar, teknolojik araçlar, medikal araçlar kapsamlı olarak kullanılmaktadır.
Kompansasyon – Aktivasyon Metodu’nun Ergoterapik yaklaşım boyutunda iyileştirici model esas alındığından çocuğun fonksiyonlarının ve davranışlarının spesifik alanlarına yoğunlaşır.
Fonksiyonel performansı geliştirmek için nörofizyolojik süreçler dikkate alınmaktadır. İlk etapta duyu (sensorial), algı performansı (Integrational/Auditory Integration CLDS ile visually & cognitiv – linguistics Integration vb.) analiz edilir. Nedenler değerlendirilir. Propioseptif, vestibuler ve görsel duyu alanlarının organizasyonu ve motor yansımaları analiz edilir. Feedback mekanizmaları (MR Terapi, Nörofeedback de dahil olmak üzere) kullanarak gelişim sağlanır. İyileştirici modelde palliatif yaklaşıma göre daha keskin ve hızlı bir çalışma gerekmektedir.Her etap uzman konsültan takibinde olmalıdır.
Profesyonel ekibin tamamı çocuğu her aşamada kendi perspektifinden değerlendirmek suretiyle çalışmayı tamamlamalıdır.
Ayna Nöronlar ve Otizm İlişkisi Y.N.ALTIN
Yapılan çalışmalar “diğerlerinin” yaptıklarını, neyi amaçladıklarını, hislerini, bir ayna tutma ilişkisi içersinde, aynı şeyleri hissediyormuşçasına anlayabildiğimizi göstermektedir.
Buna dayanak olarak insan ve maymunlarda bir eylemi izleyenin beyninde, bir yansıtma biçiminde ‘kodlayan’ bir ayna nöron (mirror neuron) sistemi tanımlanmıştır. Bu nedenle; mirror neuron mekanizmasındaki bozukluğun otizmli hastaların empati becerisindeki problem olduğu düşünülmektedir.
Ayna nöronlar – beynin ventral premotor kortekste ve inferior parietal lobülün de yer almaktadırlar.
Ayna nöronlar olay izleme anında bu nöronlar vasıtasıyla yapılan eylemi sanki kendisi yapıyormuş gibi görev üstlenirler. Böylelikle, izleyici olayla ilgili bir motor reaksiyon olmaksızın tecrübeye dayalı bir data oluşturmuş olur.
Motor nöron bölgesi; eylem datalandırma, taklit ve yeni motor paternlerin oluşturulması biçiminde motor fonksiyonlar oluşturmakta; dilsel fonksiyonlara baz teşkil etmektedir.
‘DİĞERİNİN’ fonksiyon ve reaksiyonunu KODLAMA açısından nöral mekanizmalar;
Klasikteki ‘theory of mind’ yaklaşımı mantıksal çıkarım yoluyla, olaylar karşısında deneyime dayalı strateji üretmek biçiminde açıklanır (13,14). ‘Mirror neuron’ (ANS) bölgesinin tanımlanması ‘diğerinin’ eylemlerini bireysel motor sisteminde kodlama – datalama biçiminde farklı bir yolu göstermiştir.
Mirror (ayna) nöronlarla ilgili olarak Lacoboni ve ark. Tarafından Manyetik Resonans görüntüleme (fMRG) çalışmaları ile tespitler yapılmıştır.
Sonuç olarak; iki grupta benzer (izleyen ve eylemi yapan grup) aktif olanlar tespit edilmiştir. Bu da düzenlenmiş taklit (embodied simulation) mekanizmasını desteklemektedir. İlaveten premotor ventral korteksteki aktivasyon artışında YALNIZCA kodasyonun değil, aynı zamanda eylemin ardındaki niyetinde yorumlandığını göstermektedir.
Buccini’nin çalışmalarında niyetli olmayan eylemleri yorumlamanın daha zor olduğu gösterilmiştir.
Empati ilişkisi (bireyin kendisini diğerinin yerine koyması ve buna karşılık reaksiyon – duygu oluşturması) duygu ve algıyı, içgörü oluşturarak bir taklit mekanizması içersinde yorumlamaktır.
Sensorial motor sistem beden durumunu (beden dilini) taklit etmek suretiyle o duygunun baştan oluşturulmasını sağlar.
Dokunma duygusu empatinin temel öğelerinden biridir. Burada niyet ilişkisi (intentionality) dokunmanın isteyerek mi olduğunu gösterir.
Ağrı duygusu ile ilgili empati için anterior singulat korteks bildirilmektedir. İğrenme ve benzeri duyguların izlenmesi ile kişinin kendisi iğrenme hissederken ile aynı noktada yani anterior insula’nın aktive olduğu bildirilmektedir.
Otizm’deki sosyal fonksiyon anomalileri, komünikasyon bozuklukları ve çevreye ilginin azalması empati kapasitesinin azalması ile ilişkili görünmektedir.
Bu problemde mirror neuronların dahli olduğu yönünde birçok hipotez ve test mevcuttur (Lacoboni, M., Dapretto, M. 2006 / Galesse, V. 2006)
Otizmliler postürde yeterli organizasyonu yapmalarına engel teşkil eden bir kontrol mekanizmasına sahiptirler. (Hari, R. 2004)
Aspergerli hastalarda dudak pozisyonlarının imitasyonu sırasında motor response’un gecikmeli ve zayıf olduğu gösterilmiştir.
Benzer şekilde şizofrenideki hallusinasyonlar, desorganize düşünceler, söylemler, alofiler, avolisyonlar, katatonik davranışlar, affektif düzleşmeler hastalığın seyrinde sürekli değişiklik göstermekle birlikte, sonuçta çeşitli yetilerde kayıplar söz konusudur. ‘Diğerinin’ yüz ifadelerini, eylemlerini anlayamazlar, yüz ifadelerindeki duyguları tanımakta zorlanırlar. Dolayısıyla otizmle ortak pek çok nokta söz konusudur… genellikle self – monitoring (kendini izleme) ve benlik kavramının yanlış organizasyonu söz konusudur.
Bellek kayıtlarının oluşumundaki problemler de buna neden olarak gösterilmektedir. İşlemsel bellek (datalandırma) mekanizmasındaki bozukluklar nedeniyle şizofreni hastalarında kendi eylemlerine ilişkin kayıtlar olmayabilir, dolayısıyla eylemlerini bireyselleştirmekte zorlanıyor olabilirler. Bu işitsel sanrıları da bir ölçüde açıklayabilir.
Fonolojik ve semantik (anlam) düzeyinde dil işlemenin mirror neuron’lar ile ilgili olduğuna dair deneysel kanıtlar mevcuttur. (Watkins, 2004)
Mirror Neuron (ANS) bölgesinin tanımlanması bireylerin komünikasyonunun ve empati olgusunun nöral seviyede nasıl gerçekleştiğini açıklamaktadır.
Hem otizm hem da şizofreni olguları açısından başkalarının eylemlerini anlamada ‘niyetin’ dekodasyonunda bozukluk sosyal iletişim problemi olarak karşımıza çıktığından bölgenin önemi ve üzerindeki çalışmalar dikkate değerdir.
(ANS) bölgesi uyarımı yönünde CLDS programı kullanılır.