Otizmin nedenleri arasında aşağıda gösterilen etken faktörler tedavi aşamasında prognozu da etkilemektedir.
Aşağıda üst başlık olarak sözü edilen tanı kriterlerinin hiç birisi gerekli ölçümler ve tetkikler yapılmadan bir anlam ifade etmemektedir. Bu kriterler kişiden kişiye kantite ve değer açısından farklıdır ve mutlaka tespiti gerekir.
Otizm’in nedenlerine farklı yaklaşımlar
Otizmin tanı kriterleri arasında yer alan sosyal iletişimde bozukluk, sınırlı, stereo tipik davranışlar, sınırlı ilgi ve imajinasyon bozukluğu veya duygusal reaksiyon eksikliği, dil gelişiminde eksiklik gibi semptomlar giderek daha farklı bulguların da eklenerek spektrumun genişlemesine neden olmuştur.
Dolayısıyla otistik spektrum bozukluğu (Autistic Spectrum Disorders) Hiperaktivite/Dikkat eksikliğinden Yaygın gelişimsel bozukluğa değin pek çok sendromu da içine almıştır.
Asperger sendromunun en tepe noktada yer aldığı spektrumda, klasikotizmve regresif otizm iki temel ayağı oluşturur.
Genetik tandansa eşlik eden bio-medikal etiyolojik faktörler dünyada pek çok grup tarafından araştırılmıştır.
En önemli çalışmalardan birini ağır metal kontaminasyonu oluşturmaktadır.
Kurşun ve cıva veya farklı toksin kimyasalların (poliklorlu bifeniller veya organofosfosfat peptisitler gibi) çocuk gelişimindeki olumsuz etkileri yayınlanmıştır. Sağlıklı insanda bakır – çinko dengesini ayarlayan Metalotioneinin otizmli çocuklarda eksik olduğu dolayısıyla anormal bir ağır metal metabolizması sergiledikleri bilinmektedir.
Canlı virüs ile aşılama yada thimerosal formunda etil cıva ile yapılan multidoz aşı koruyucu uygulaması içeren aşılamanın otizm etiyolojisi için ilgili literatürde önemli bir yere sahiptir.
Otizmli çocuklarda bağırsaktaki nodüller tarzda hiperplazi veya nonspesifik kolit olgularında kızamık virüsüne rastlanması dikkat çekicidir. Aynı aşı virüsünün bir diğer çalışmada kan beyin bariyerinden MSS ne geçtiği gösterilmiştir.
Etiyolojik faktörler arasında bir diğer grubu viral faktörler oluşturur. Özellikle Epsstein-Barr ve Herpes Symplex virüsleri üzerinden Acyclovir veya Valtrex ile yapılan çalışmalar dikkat çekicidir.
Virütik enfeksiyonların bir diğer yönü otizm spektrumundaki otoimmün defekti ortaya çıkarmalarıdır. Dolayısıyla soruna bu yoldan yaklaşım önem arz etmektedir. Bir otoimmunite defekti olarak otizm alerjik semptomlarla kendisini gösterebilir. Çoğunlukla otizmli çocuklarda kan testlerinde Miyelin temel proteine karşı antikorlar bulunmaktadır. Otizmde otoimmun defektin myelinizasyon üzerinde oluşturduğu hasar aksonların fonksiyon göstermesini engellemektedir.
Çok bilinen bir diğer etiyolojik faktör Gluten/Kazein mekanizmalarına dairdir.
Kazein(süt proteini) sensibilitesi veya sindirim enziminin eksikliği demorfinlerin kümülasyonuna neden olur. Kazein-gluten veya farklı yiyeceklere duyarlılık barsak mukozasında dejeneratif değişikliklere sebebiyet verebilmektedir. Keza antibiyotikler de bu sorunu oluşturabilmektedir. Mukozadaki dejenerasyon candida mantarlarının üremesine sebep olmaktadır ve probiyotik flora yok olmaktadır.
Y.N.ALTIN